25 Mayıs 2008 Pazar

Köykent Nedir?

Türkiye'de 35 bin 113 köy ve yaklaşık 45 bin mezra bulunmaktadır. Buna göre, nüfusumuzun yarıya yakınını köylüler oluşturmaktadır. Bu nedenle kalkınmanın köylerden başlatılması zorunludur.

Ancak, Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit'in çeşitli konuşmalarında dile getirdiği gibi, bu kadar çok ve dağınık olan yerleşim birimlerinin sorunlarını devletin tek tek çözmesi mümkün değildir.

Adına köy-kent dediğimiz proje ise köylü-devlet işbirliğiyle köyleri en kolay yoldan kalkındırmanın anahtarıdır.

Köy-kentler, birbirine ulaşım kolaylığı olan 5-10 köyün gücünün birleştirilmesiyle, yani köylülerin kendi aralarında kooperatifleşerek örgütlenmeleriyle kurulabilmektedir. Ecevit, bunu şöyle anlatmaktadır:

"Her köye okul kurulsa, sekizer sınıflı ilköğretim okullarına yeterli sayıda ve nitelikte öğretmen bulunamaz. Nitekim bulunamıyor.

Her köyde bir sağlık ocağı yapılsa, bu ocaklardan her birine doktor, hemşire, ebe, hastabakıcı, yeterli araç ve gereç veya lojman yetiştirilemez. Nitekim yetiştirilemiyor.

Her köye cankurtaran, her köye itfaiye sağlanamıyor. Hele 45 bin mezraya bu olanaklardan ve hizmetlerden hemen hiçbiri ulaştırılamaz. Nitekim ulaştırılamıyor. Bu sorun ancak 'köy-kentler' ve 'merkez köyler'le çözülebilir.

Ancak bu ikisi biribirinden farklıdır. Kimi yerlerde, özellikle terör tehlikesinin bulunduğu yörelerde, dağınık köyleri 'merkezî köy' çatısı altında birleştirmek gerekebilir. Buna özellikle köye dönüşün başladığı Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde yer yer gerek duyuluyor.

Fakat her yerde köyleri birleştirip yeni köyler kurmaya devletin gücü yetmeyeceği gibi, merkez köy uygulaması köylüyü tarlasından, bahçesinden uzak da düşürebilir.

Köy-kent uygulamasında ise köylüler yerinden yurdundan olmayacaktır.

Köy-kentlerde köyler değil, hizmetler birleştirilecek, okullar birleştirilecek, sağlık ocakları birleştirilecektir. Devletin katkıları ile köylülerin gücü birleştirilecektir.

Diyelim ki biribirine yakın beş veya on köy bir köy-kent oluşturdu... Bu köylerin her birine ayrı ayrı okullar kurulması yerine, köy-kent halkının uygun göreceği bir yerde bir tek büyük okul kurulacak.

Bu büyük okula köy çocukları otobüslerle ulaştırılacak; yeterince öğretmen sağlanabilecek; öğretmenlere konut sağlanabilecek; öğrenciler bilgisayardan ve her türlü çağdaş öğretim araç ve gereçlerinden yararlanabilecekler.

Her köye spor olanakları kurulabilir. Kitaplıklar kurulabilir. Çağdaş hayvancılık için ortak tesisler kurulabilir. Ama bir köy kendi başına fabrika kuramaz.

Birbirine komşu konumda olan; emeklerini, bilgilerini ve kooperatiflerini köy-kentlerde birleştiren köylüler ise verimli tarım veya hayvancılık işletmelerinin yanı sıra ortak sanayi işletmeleri de kurabilirler.

Nitekim Ordu’nun Mesudiye ilçesine bağlı 9 köyde başlatılan köy-kent uygulamasıyla yörenin orman ürünlerini değerlendiren bir fabrika köylülerin katkısıyla kuruldu. Köye dönüş de başladı.

Köy-kentlerle birlikte çarşılar oluşacak, her türlü işyerleri oluşacak, bankalar kurulabilecek, işsizlik azalacak ve giderek tümüyle ortadan kalkacak.

Böylece kısa sürede kentlerin tüm olanakları köylere de ulaşmış olacak.

Köy-kentler sayesinde kentlere akım azalacak ve köylüler bulundukları yerlerde kentlileşecekler.

Köylüler, kent uygarlığının, büyük kentlerin tüm nimetlerinden göçe zorlanmaksızın ve aile bağları sarsılıp kopmaksızın yararlanabilecekler.

Bazı büyük kentlerde işsizliğin veya kültür çatışmasının neden olduğu sorunlar da giderek sona erebilecek.

Köy-kentler kırsal alanda eğitimin düzeyini de yükseltecektir.

Köy-kent hareketi ile köylüyü ve bütün Türkiye’yi kalkındırmanın yolu açılmış olacaktır."

Sayın Ecevit'in yaklaşık 30 yıl önce gündeme getirdiği köy-kent projesi, eğer o yıllarda başlatılabilseydi;
- Köylerimiz kentleşme sürecine girecek, köylümüz de köyünde kentlileşecekti.
- Kentlerimizde çarpık yapılaşma olmayacaktı.
- Kentlerimiz, köylülerin kitlesel göç akınlarına uğramayacaktı.
- Gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk ve işsizlik büyük ölçüde giderilmiş olacaktı.
- Başta Doğu ve Güneydoğulular olmak üzere tüm ulusumuza uzun yıllar kâbus yaşatan bölücü terör, 30 bini aşkın insanımızın ölümüne ve yaklaşık 100 milyar dolarlık ekonomik kayba sebep olamayacaktı.
- Bugün aş ve iş derdi olan insanlarımız köy-kentlerin sağladığı ekonomik ve kültürel kalkınma sayesinde bu sorunları yaşamayacak ve dolayısıyla bölgelerinde terör örgütlerinin ve laiklik dışı yapılanmaların barınmasına bu ölçüde fırsat vermeyecekti.
- Türkiye bugün yaşadığı sorunların hemen hiçbirini yaşamayacaktı; yaşasaydı bile çok azını yaşayacaktı.
- Çünkü Türkiye, bölgesinin yanı sıra dünyanın da sayılı ülkeleri arasında yer alacaktı.
- Özetle ülkemiz, her açıdan çağdaş ülkeler arasındaki yerini almış olacaktı.


kaynak:DSP bildirgesi

7 yorum:

Unknown dedi ki...

bu projenin zamanı geçsede uygulanamaz değil , devlet kanalıyla örgütlenmiş bir kurul pekala bunu becerebilir, toplumun önceden kurs veya tv konferanslar yoluyla bir ön çalışma gerekir bunların sonucu bazı köyleri ikna edip öncülük yapmasını sağlamak yurt içinden geziler tertipleyip, reglamını canlı olarak yapmak, gerekli kuruluşların tam kadro çalışmasını halkın inanmasını sağlamak , ve daha bir çok çalışma neye olmasın, dünyaya örnek olur diye düşünüyorum ...

Unknown dedi ki...

Zaten memleketin kalkınması için olmazsa olmaz bir proje.
Türkiyenin geleneklerine bagli orf ve adetlerinden kopmadan Turk milletinin kodlarına uygun bir proje.
Kısaca bu proje uygulandığında tükettiğini üretecek boylece bolluk ve bereket oluşacak.
Ama bu proje sömürüyü ortadan kaldıracağı için zenginlerin işine gelmeyebilir.

Köylü dedi ki...

Dünya bankasından zamanında hibesi çıkmıştı fakat ecevit hükümeti imzalamadı önünde seçim vardı gelecek olan hükümete bırakıldı onaylanması ak parti de onaylamadı böyle güzel bir proje çöp oldu malesef

Unknown dedi ki...

Orköy genel müdürü olarak çalıştığım dönemde Mesudiye köykent projesinin ormancılık sektörünün proje koordinatörü olarak projenin her aşamasında proje yapımı uygulanması ve2002 yılında hizmete açılması aşamasına kadar çalıştım.Bu proje ülkemizin köylülerini kalkınması yanında gelişmekte olan Dünya ülkeleri içinde örnek bir kalkınma modeli olarak bakılabilecek uygulanacaktır.Bu gercegi gören ve Mesudiyedeki açılış torenine katılan Dünya bankası başkan yardımcısı projenin sayısının artırılması için Türkiye ye 300 milyon dolar vermeyi vadetmistir.2002 yılı seçimlerinden sonra gelen iktidarın orman bakanına Bakanlık müsteşarı olarak verdiğim birifingte 3 buçuk saat süren bir konuşmama karşılık Mesudiye köykent projesi hakkında bilgi sunacağım dememe karşılık bu projede tek bir kelime duymak istemiyorum diyerek konuyu kapatmıştır.sonraki yıllarda dailgisizlik yüzünden ne yazıkki sahip çıkılamamıştır. Projenin sahiplenilmemesi memleketimiz açısından çok büyük bir talihsizliktir.

Onur Deniz dedi ki...

Bugün ülkemiz tarımı çöktü.Buğdayı bile ithal ediyoruz.Bugün bunu okumak daha manidar.

Unknown dedi ki...

Değerli arkadaşlar yukarıdaki yazıları okudum. Yazılan yazılara aynen katılıyorum fakat somut olarak pek bir şey. Kim neyi ne zaman nerede yapacağı belli değil. Acizane olarak kendimin geliştirdiği bir projeyi değerli insanlara sunmak istiyorum. Ben bir köy çocuğuyum. 18 yaşına kadar köyde yaşadım köyü ve sorunlarını biliyorum. Ülkemizde kooperatif sistemi başarılı olamadı. Onun yerine ilçelere yakın birliklerin konuşması onların statüsü anonim şirketler gibi ve noterler gibi yarı bağımlı yare özgür bir şekilde kurulmalıdır.ilçelerde tarım ilçe müdürü var fakat ekecek bağı bahçesi tarlası yoktur Ziraat mühendisleri var aynı keza veteriner hekimler var hayvanı yoktur kaldı ki bunun ötesinde bunları yönlendirecek Ziraat fakülteleri miyiz mevcut ilçe kaymakamının üretiminde bu birliklerin oluşturulmasıyla bölgede ekilebilecek olan yeni ve daha önce ekilmiş olan ürünlerin yönlendirilmek kaydıyla köylüye öncülük etmelidir çiftçi vatandaşımız her bir ürettiği bölüme dahil olabilecektir hayvancılıktan sebzeciliği kadar bölgede yetişebilen her türlü ürün ekilmeli ve yetiştirilmelidir.Birligin laboratuvar el kalibre makineleri artı soğuk hava deposu ambalaj malzemeleri araç ve gereçleri mevcut olmalıdır devletin yapacağı yardım sadece birliklere verilecek birliklerde çiftçimize belli bir bedel karşılığı üreticiye dağıtacak köylünün en büyük problemi satış. Devlet diyor ki ben sana yardım ederim üret ama nereye kaça satarsan sat. İşte en büyük problem burada üretici mağdur tüketici bizler mağduruz.üretimi yapan şirketimiz ürettiği ürünü getirip birliğe teslim edecek ve bedelini de kısa bir sürede birlikten parasını alacak ve satış derdi olmayacaktır birlikler banka sistemleri gibi birbirine bağlantılı olarak fiyat belirlemesi yapacak ve ürünleri toptancı veya ihracatçıya satacaktır bu projenin özeti bu konu üzerinde uzman kişiler ve çiftçi vatandaşların katılımıyla proje geliştirilecektir.Bir kasaba seçilerek uygulama o'köylerde başlatılacak aksaklıklar giderildikten sonra tüm Türkiye genelinde uygulamaya geçilecektir bununla ilgili kanun kararname ve tebliğler ile belirlenmesi gerekmektedir Adem arslanbaş Sivas Koyulhisar İzmir'de yaşıyorum saygılarımla

Unknown dedi ki...

Bir işletme kredisi, kişisel krediler, konut kredisi kredileri, araç kredileri, öğrenci kredileri, konsolidasyon için teminatsız krediler, proje finansmanı vb. Mi arıyorsunuz? Kredi için doğru çözümleriz! Şirketlere ve bireylere% 2 faiz oranı düşük ve uygun fiyatlı krediler sunuyoruz. Bu nedenle, acil ve güvenli bir krediyle ilgileniyorsanız. Daha fazla bilgi için, lütfen bugün bize e-posta gönderin: Via: Elegantloanfirm@hotmail.com.